Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ATATÜRK’ÜN MUDURNU OLAYLARI HAKKINDA T.B.M.M’DE YAPTIĞI KONUŞMALAR
Bolu’da isyanın iyice alevlenmesi üzerine Kuvay-i Milliye Kuvvetlerinin yönetmesi için Demirci Mehmet Efenin yanına gitmiş olan Refet Bey’den de yardım istemişti.Refet Bey,Demirci Mehmet Efe den aldığı 28 kişilik kuvvetle Ankara’ya geldi.Ankara’da,Bolu civarındaki durumu karışık gören Refet Bey,Demirci Mehmet Efeden yeniden yardım istedi.Bunun üzerine Demirci Mehmet Efe,Kurmay Binbaşı Nazım Bey kumandasında 300 kişilik bir kuvveti daha Refet Beyin emrine yollandı.
Bu kuvvetler,24 Mayıs 1920’de,Mudurnu savaşlarından sonra Bolu’ya gittiler ve ilk Bolu isyanını bastırdılar.(26 Mayıs 1920)
Bolu,Düzce,Gerede ve Mudurnu’da asilere karşı girişilen savaşlar sırasında,Ankara’da toplantı halinde bulunan Büyük Millet Meclisinde de heyecan ve alaka son derece artmıştı.Mebuslar her oturumda,Atatürk’ten bu savaşlar hakkında bilgi almak istiyorlar ve çeşitli sorular soruyorlardı.Atatürk’te gizli oturumlarda sorulara cevaplar vererek Bolu,Düzce,Gerede,Mudurnu,Nallıhan,Beypazarı ve Kızılcahamam’daki savaş ve asayişi temin gayretlerini anlatmaya çalışıyordu.
TBMM Gizli Celse Zabıtları
Devre-1,İçtima-l,Cilt-1
24 Nisan 1920-21 Şubat 1921
(TBMM Basımevi-1980)
1 Mayıs 1920 Cumartesi-İnikat 8,Celse 4
“Reis:Söz,M Kemal Paşa dadır.
M Kemal Paşa (Ankara)-Efendim vaziyeti dahiliyemiz hakkında arz-ı malumat etmemi emir buyurmuşsunuz.Müsaade buyurursanız muhtasaran,bildiğiniz tafsil edeyim.Evvela Bolu ve havalesinden bahsedeceğim.
Malumu aliniz Nisan’ın 13.gününde Düzce’de bir isyan başlamıştır.Orada bulunan askeri müfrezeye ve jandarmaya tecavüz edildi.Zaten az olan bu efradın silahları ellerinden alındı.Üç mitralyözümüz vardı,bir zabit şehit edildi,birkaç kişi yaralandı.
Atatürk bu isyanın sebeplerini ve cereyan tarzını anlattıktan sonra devamla:
“......Ayın 21’inde,yani bir gün sonra,Düzce’nin cenubunda,Düzce ile Nallıhan arasında bulunan Mudurnu aynı surette isyan etti.(21.04.1920) ayın 22 ve 23’ünde Nallıhan isyan etti.Ayaş’ta bu isyan temayülü görüldü.Aynı günlerde Ankara’nın 10-12 saat (yayan) şimalinde bulunan Yabanabant (Kızılcahamam-Çamlıdere)isyan etti.Oraya da Düzce beylerinden biri gelmiş ve bir arkadaşı ile gizli çalıştıktan sonra,halkı muhtelif sebeplerle iğfal ederek toplamış,Hükümete hücum etmiş kaymakam ve jandarma kumandanlarını almışlar.Hülasa ora da isyan etti.”
“....Hülasa ayın 13’ünden bugüne kadar 19 gün zarfında,Düzce’den patlayan bir ateş,şark’a,cenuba intişar ediyor ve sureti umumiye de icap eden yerlerden idare edildiği anlaşılıyor.”
Atatürk devamla;
“.....Beypazarı’ndaki kuvvetlerimizle asiler arasında müsademe (çarpışma) oldu.Ve asiler perişan bir surette kaçtı ve ortada yalnız bağlı ahali kaldı.Asker şehri sükunetle işgal etti.Bu müfremiz,gönderilen diğer kuvvetlerle takviye edildi ve Mudurnu istikametinde hareket emri aldı.
İlk olarak Göynük ve Taraklı vardır.Geyve’de bulunan kuvvet,Binbaşı İbrahim Bey’in (Çolak İbrahim) tahtı kumandasında şarka doğru hareket etti.Asillerle uzunca bir müsademe yaptı.O kuvveti biraz takviye etmek mecburiyetinde kaldık.Neticede asiler perişan oldu,dağıtıldı.
Umumi vaziyet gösteriyor ki,isyan bir plan dahilindedir.Nallıhan’da Arif Bey müfrezesinin elde ettiği bir takım belge var.Bu kuvve-i Hilafet) teşkilatı namı altında bir şebeke vardır.Ve zavallı halkı da (işte halife kuvveti oluyorsunuz ve Makam-ı Hilafet uğrunda çalışacaksınız) diye iğfal ediyorlar.
Muayyen bir plan dahilindeki bu harekata karşı aldığımız mukabil tedbirlerle,bu cereyanı Çerkeş,Yabanabat,Mudurnu,Taraklı,Geyve hattı üzerinde tevkif ettik.Ve bu hattın şarkına ve cenubuna sirayet etmesine mani olduk....”
Atatürk devamla,Ege mıntıkasındaki durum ile Çerkez Ethem’i anlatarak,daha sonra doğu illerindeki durumun izahını yapmaktadır.
-2-
TBMM Gizli Zabıtaları
9 Mayıs 1920
13.İnikat-3.Celse
“Reis Celalettin Arif Bey:Efendim,celseyi küşat ediyorum.Söz,M Kemal Paşanındır.”
M Kemal Paşa (Ankara):Efendim,birkaç gündür vaziyet hakkında arz-ı malumat etmeğe vakit bulamamıştım.Bütün bu rüfekay-ı muhteremin,(sayın çalışma arkadaşlarımın)içinde bulunduğumuz olaylara ait bazı malumat ile aydınlatılmasını pek faydalı gördüğüm için,şimdi özetle arz-ı malumat edeceğim.
Geçenlerde vaziyeti izah ederken demiştim ki;Nisanın 2.günü Arif Bey müfrezesi Seben civarındaki asileri cezalandırdıktan sonra Mudurnu’ya gitmek emrini almıştı.Bu hususta icap eden tertibat daha evvelden yapılmış ve kendisine tebliğ edilmişti.Fakat,bu sırada Düzce’de bir isyan çıktı ve Arif Bey Seben Asilerini cezalandırdıktan sonra,kendiliğinden verdiği kararla,doğrudan doğruya,bir gece yürüyüşü ile şimale doğru hareket etti.Ve 2 Mayıs günü Bolu civarına vasıl oldu.Karşılıklı çarpışmalar sonunda Arif Bey muvaffak oldu.Asilerin elinde bir cebel topu vardı,onu aldı,Bolu’yu işgal etmişti.”
Diğer bazı olayları geniş olarak anlatan Atatürk devamla:
“....Bizim,Mudurnu’da da bir takım kuvvetlerimiz vardı.Mudurnu’nun şimali şarkisindeki,Abant silsilesine asilerin yeniden toplanmakta olduğuna dair de,Mudurnu müfreze kumandanlığından telgraf geliyordu.Müfrezenin kumandanı o istikamete keşif kolları göndermiş,şimdiye kadar toplanan asilerin miktarı 200 kadar olmakla beraber,mamafi,vaziyetim müdafaaya müsaittir diyor.
Malumu aliniz,bizim Geyve’de kuvvetlerimiz vardır.Yalnız Geyve Boğazı açık kalıyordu.Keşif yapmak üzere o havaliye giden ufak tefek bazı müfrezeler asilerle müsademe etmiş ve asiler üstün olduğu için,Sapanca’yı elde bulundurmak kabil olmayarak orayı terk etmiştir.Demek oluyor ki;bizim kuvvetlerimiz Safranbolu,Çerkeş,Yabanabat,Mudurnu ve Geyve’de bulunuyor.”
-3-
TBMM Gizli Zabıtları
17.05.1920-Cumartesi
17.İnikat-2.Celse
“Reis:Söz,M Kemal Paşanındır.Buyurun Efendim.”
M Kemal Paşa (Ankara):Efendim;beş altı günden beri cereyan eden ahvali dahiliyeyi sırası ile arz edeceğim.”
Arif Bey’in Yabanabat’da,çadırında nasıl ve neden öldürüldüğünü tafsilatı ile anlatan Atatürk devamla;
“......Mudurnu’ya biz,miktarı kafi kuvvetler toplamakla uğraşıyorduk.Mudurnu’da yalnız ufak bir müfrezemiz vardır.Anlaşılan Düzce isyanı ve onların teşvikçileri Mudurnu’da bazı askeri birikme yapılmakta olduğunu hissetmiş olacaklar ki,bunun üzerine 13 Mayıs ta öğleden sonra Mudurnu müfrezesine şimalden gelen bir takım asiler o civarda bulunan köylüleri de tazyik ve tehdit ile beraberlerine almak suretiyle Mudurnu müfrezesine taarruz ettiler.Muharebe o gün akşama kadar devam etti.Gece de devam etti.Henüz cenup’tan geçmekte olan kuvvetler Mudurnu’nun müfrezesine katılmamıştı.14.günde bu müfreze Mudurnu’da yalnız kaldı ve yalnız başına Mudurnu’yu müdafaa etti.O günü de kazandık.Yapılan bir mukabil taarruz neticesinde mağlup oldular.Perişan bir surette dağıldılar.Geri çekildiler.Bu geri çekilen asileri,gündüz süvari ile bir yere kadar takip ettik.Gece dahi takibi devam etti.Gece takip icra eden piyade müfrezeleri (Abant silsilesi vardır,Mudurnu civarında) Abant silsilesinin cenup taraflarında tekrar şiddetli ve ciddi olarak çarpışmaya başladı.Bu sırada Mudurnu’dan gelen takviye kıtaatının yaptığı tazyik ve taarruz neticesinde asiler tekrar mağlup oldular ve perişan bir surette bir kısmı şimale,bir kısmı gar be çekildiler.Binaenaleyh muharebatın neticesi,bugün bu suretle hitam bulunmuştur.Tabii oradaki kuvvetlerimiz yalnız Abant Silsilesine hakim olmakla iktifa ettiler.Geride gelmekte olan kuvvetlerimiz vardır.
Mudurnu ve yöresinde Haziran ve Temmuz1920 aylarında,asayişi temin ve silah toplamak amacıyla 100 kadar atlı kuvvet meydana getirilerek,mahalli bir teşkilat kurulmuş ve bu kuvvet icap eden bölgelere gönderilerek vazife yapmış,bilhassa Abant dibi ve Ovabaşı köylerine Jandarma kumandanı Yüzbaşı Ahmet Bey yanına Mudurnu halkından bir kısım kuvvet toplayarak çıkmış,çeşitli taramalar yapıp asilerin ele başlarından bir kısmını yakalayarak tutuklu olarak Mudurnu’ya getirmiştir.
Düzce ve Bolu isyanlarının sonu alınmadığından 8 Haziran 1920 günü,Büyük Cami İmamı Filibeli Hoca Mudurnu’dan Düzce’ye asillere nasihat’ta bulunmak üzere gönderilmiştir.Ayrıca Bolu’da Divan-ı Harp teşkil olunarak,Savcılığına Mudurnu Savcısı Salih Zeki Bey tayin olmuştur.Bu divanın muhakemeleri sonunda verdiği kararla 78 kişi idam edilmiştir.
Düzce’den Bolu’ya doğru ilerleyen asilerin Bolu’ya girmelerine engel olmak için Kurmay Binbaşı Nazım Bey,Ankara’dan yardım istemişti.Fakat istediği yardım kuvvetlerinin gelmesini beklemeden kendiside ayrıca Bolu Dağında tertibat almıştı.Lakin Nazım Bey’in kuvvetlerinin çoğu Bolu,Düzce ve Gerede’den toplandığı için bu askerler kıtalarına ve subaylarına alışamadıklarından durmadan kaçıyorlardı.Bazı bölük mevcutları on kişiye kadar düşmüştü.Bu kuvvetle,Düzce’den gelecek asilerle başa çıkmak imkansızlaşmıştı.Bolu halkına da bir zarar gelmesini engellemek için,Nazım Bey Bolu’dan çekilmeyi ve Bolu’yu boşaltmayı uygun buldu.
Nazım Bey,mevcudu çok az olan birlikleriyle dağ yolundan Nallıhan’a çekildi.Bilahare de 8 Ağustos 1920’de Mudurnu’ya gelerek yerleşti ve durum Mudurnu’dan idareye başladı.Nazım Bey,Mudurnu’dan Kuvay-i milliye süvari müfreze kumandanlığına bir telgraf çekerek müfrezenin Bolu’ya hareketini emretti.Bu müfrezenin başında Şerif Bey (Güralp) bulunuyordu.
Sarıköy istasyonundan Mihaliç’e oradan da Nallıhan’a hareket eden Şerif Bey kuvvetleri 11 Ağustos 1920’de Mudurnu’ya girdi.Şerif Bey’in kuvveti 120 düzenli asker,80 çete ve bir ağır makineli tüfek taburu idi.
Mudurnu’da Nazım Beyin (X) emrine gelen bu kuvvetler iki koldan Abant yolu üzerinden 14 Ağustos 1920 günü Bolu’ya girdi ve derhal duruma hakim oldu.
1.Dünya savaşında olduğu gibi asilerin Mudurnu’da Beypazarı ve Taraklı üzerinde sarkmalarının ihtimal dahilinde olduğunu düşünen Garp cephesi Kumandanı Ali Fuat Paşa,Sarı Efe Edip kumandasındaki atlıların,hemen Göynük,Mudurnu üzerinden hareket etmeleri istendi.
Sarı Efe Edip Bey,yanında Cafer Kaptan ve Aziz beyler olduğu halde 600 kadar süvari ile 17 Ağustos 1920’de Mudurnu’ya gelmiş,19 Ağustos 1920’de Mudurnu’dan Bolu’ya hareket ile 22 Ağustos 1920 sabahı Bolu’ya girmiştir.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 4 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|